Solhan'da 1991 yılında PKK tarafından Öğretmenevi Lokali'ne yapılan saldırı sonucu şehit edilen Kaymakam Ersin ATEŞ, Cumhuriyet Savcısı Mehmet TÜRKSEVER, Orman İşletme Şefi Ahmet YENEN ve Orman Muhafaza Memuru Fevzi KAPLAN için Kaymakamlığımız tarafından anma programı düzenlendi.

28 Nisan 2014 Pazartesi günü saat 10.00'da Hükümet Konağı Bahçesindeki Atatürk Büstüne çelenk sunumunun akabinde, İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşu ile anma programı başladı. Çelenk sunma töreninin ardından İlçe Halk Eğitim Merkezi Gazi Behçet Tufan TURAN Konferans Salonu'nda devam eden anma programına; İlçe Kaymakamımız Şeref AYDIN Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Mustafa ÖZDEMİR, Solhan Belediye Başkanı Abdulhakim YILDIZ, Cumhuriyet Başsavcısı Yusuf SAĞLAM, Solhan İlçe Hâkimlerinden Dilek ÖNER, Özgür KESKİN, İlçe Emniyet Müdürü Oğuz YURDAER, İlçe Müftüsü Fuat Sırrı ATEŞ, Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları Derneği BİŞHAK temsilcileri, şehit aileleri, kurum amirleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda şehitlerin özgeçmişleri slâyt olarak sunulmasından sonra Şehit Kaymakam Ersin Ateş Ortaokul 6/A sınıfı öğrencilerinden Seher TAN adlı öğrenci tarafından "Rahat Uyu Şehidim" adlı şiirin okunmasından sonra 28 Nisan anısına özel hazırlanmış sunum gösterimi yapıldı.

'Kardeşlik seslerinin gür çıktığı bu günlerde lanet okumaktan daha fazlasını yapmak hepimizin boynunun borcudur'

Programa katılanlara başta Solhan halkı adına teşekkür eden Kaymakamımız Şeref AYDIN, olayın yaşandığı gün ile ilgili ilçe halkından edindiği bilgi ve izlenimleri katılımcılar ile paylaştı.Konuşmasında: "Bundan tam 23 yıl önce bugün bu acı hadise cereyan etmiştir. Bu menfur saldırıda Solhan Kaymakamı Ersin ATEŞ, Solhan Cumhuriyet Savcısı Mehmet TÜRKSEVER, Orman Şefi Ahmet YANEN ve Orman Muhafaza Memuru Fevzi Kaplan şehit olmuşlardır. Kendilerini rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Ayrıca olayda yedi kamu görevlisi de yaralandığı belirten Kaymakam AYDIN; şöyle devam etti. Bu olayda terör örgütünün amacı bellidir; Solhan halkını sindirmek, ümitsizliğe, yılgınlığa sevk etmek ve devlete olan güvenini zedeleyip kendi safına çekmektir. Bu dönemde Tüm bölgede terör saldırıları giderek artmıştır. Yükselen terör nedeniyle çok sayıda vatandaşımız, güvenlik görevlisi ve kamu görevlisi şehit edilmiş, yaralanmış, vatandaşlarımızın birçoğu yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Bu elim hadisede hedefin ilçe kaymakamı merhum Ersin Ateş olduğu açıktır. Diğer kamu görevlilerinin şehit olmaları ya da yaralanmaları o esnada ilçe kaymakamıyla birlikte memurlar lokalinde bulunmalarından dolayı olmuştur.

O güne kadar teröre hiçbir şekilde prim vermeyen Solhan özellikle hedef seçilmiştir. Bu kalleş saldırıda devletin sinir uçlarına dokunma amaçlanmış, bu şekilde devletin yanlış reaksiyon göstermesi tasarlanmıştır. Devletin vereceği yanlış tepkiler sözde ihanet şebekesinin ekmeğine yağ sürecekti. Böylece vatandaş devletten soğuyacak ve örgüte yönelecekti. Fakat Solhan halkı hiçbir şekilde teröre boyun eğmemiş, büyük bedeller ödemek pahasına da olsa devletine olan bağlılığını ve inancını muhafaza etmiş ve terörle mücadeleye çok ciddi katkı sunmuştur. Sonuç ortada! Solhan halkı bu zor ve çetin sınavdan başarıyla geçmiş, bugün devletine güvenerek ve kararlı adımlarla kendi geleceğini inşa etmektedir. Solhan, inançlı insanların cebir ve şiddetle asla sindirilemeyeceğinin çarpıcı bir örneğini bir kez daha göstermiştir. Bu anlamlı etkinliği icra etmek her şeyden önce bir vefa borcumuzdur. Daha da önemlisi yüreklere acı düşürenlere en iyi tokattır. Elbette ki kelimeler yaşanmış acıları ifadeye yetmeyecek, duygular yitirdiklerimizi geri getirmeyecek. Pişmanlıklar, mahcubiyetler yaşanmış sosyal travmayı bertaraf edemeyecek. Fakat bugün şehitlerimizi anma vesilesiyle bir araya gelmiş olmamız, hayatlarını kaybeden vatan evlatlarının ölümünün diğer ölümlerden farklı olduğunu vurgulamaktadır. Hepimizin şu veya bu şekilde yaşayacağımız ölümü bu insanların çok daha kutsal bir mertebede yaşamış olduğuna inanıyoruz. Belki de şu anda bizleri izlemekte olan şehitlerimizin gönlümüzde yaşadığından da kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Bugün burada bulunmamızın sebebi vefa borcumuzun yanı sıra aynı zamanda yaşanmış bu olayı ve benzerlerini iyi analiz etmek ve bundan payımıza düşen dersleri çıkarmaktır. Dönemin kaotik durumunu bugünün şartlarında eleştirme kolaycılığına kaçmadan bunun ciddi bir tahkikatının ve analizinin yapılması gerekir. Geçmişin acılarını deşme amacı gütmeden yapılan hata ve ihmallerin irdelenmesi birlik ve beraberliğimizin bekası için zaruridir. İslamın sancaktarlığını yapagelmiş bu toprakların her karışı adeta şehit kanlarıyla sulanmış ve ceddimizden bize öyle emanet bırakılmış. Çanakkale'de memleketin neredeyse her köyünden şehitler vererek dünyaya imanın gücünü ispatlayan bu millet Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde bağımsızlığını kazanmıştır. Dünyanın sömürgeci devletleri bu aziz milletin imanından aldığı gücü ve o güçle savaşarak zafer kazanamayacaklarını anladıkları için bizi birbirimize düşürme, içten zayıflatma yolunu seçmişlerdir. Meselenin genel resmi budur. Elbette bu vatanı kurda kuşa yem edecek değiliz. Her türlü zorluğa göğüs gerekecek, milletin ve ülkenin bekası için her fedakarlığı göze alacağız. Bu uğurda ölmek değil bizi üzecek olan. Acı olan kardeşin kardeşe düşman kesilmesidir.

Kıymetli arkadaşlar, değerli hazirun!

Kardeşler arasına nifak sokanların planlarını bozmamız elzemdir. Bugün burada bulunmamızın bir amacı da şehitlerimizi anmanın yanı sıra tarihin bize yüklediği ödev ve sorumluluklarımızı bir kez daha dile getirmektir. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası arenada ön plana çıktıkça ülkenin önünü kesmek isteyenlerin artacağı da muhakkaktır. İşte bunu hatırda tutarak, her şeyden önce birlik beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. Geçen birkaç yıllık zaman zarfında Devletimizin üzerinde çalıştığı çözüm sürecine vatandaşlarımızın destek verdiği, buna sahip çıktığı görülmektedir. Hepimize bu sürecin güzel neticelere varması için sorumluluklar düşmektedir. Süreci baltalamak isteyenler olacaktır. Ancak bu bizim kararlılığımızı etkilememelidir. Tüm bireylerin kendini özgür hissettiği, temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, kimsenin ötekileştirilmediği bir ülkede kimsenin birliğimize kastetmeye cesareti olmayacağı aşikardır.

Elbette ne yapsak da Sezin'in, Ertuğrul'un, Çağatay'ın ve nicelerinin babasız büyümelerinin telafisi olamayacak, yaşanmış acıların izlerini silemeyecek. Temennimiz; Sezinler, Ertuğrullar, Çağataylar terörden dolayı babasız büyümesin, Güzelim Türkiyem her yeni güne şehit haberleriyle uyanmasın. Terörün her türlüsüne lanet olsun! Binlerce kez lanet olsun! Ancak kardeşlik seslerinin daha gür çıktığı bu günlerde lanet okumaktan daha fazlasını yapmanın hepimizin boynumuzun borcu olduğuna inanıyorum.

Ben bu duygu ve düşüncelerle şehitlerimizi rahmetle ve şükranla anıyor, ailelerine ve sevdiklerine sabırlar diliyorum. Olayda yaralı kurtulan gazilerimize ve diğer tüm gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Kardeş kanının dökülmesine sebep olanları tarih mutlaka yargılayacak, ilahi adalet elbet tecelli edecektir. Allah bu acıları bir daha yaşatmasın.' şeklinde konuştu.

Kuran-ı Kerim Tilaveti İlçemiz Elbaşı Köyü Camii İmam Hatibi Hikmet TÜMEN tarafından okundu, aynı gün ikindi namazını müteakiben Solhan Merkez Ulu Camii'de şehitler anısına Mevlit okutuldu.